Semahlar

Semahlar Anadolu Halk Kültürü’nün müzikal dehasi olup, Alevi-Bektasi toplumunun yüksek müzik zevkinin en bariz örneklerindendir.

 

Kelime anlamina bakarsak; Abdülbaki Gölpinarli’nin Tasavvuftan Dilimize Gelen Deyimler ve Atasözleri” adli kitabina göre sema; (sima) 5 Arapça, “duymak”, “isitmek” anlaminda bir sözdür.

Semahlar Tasavvuf ehlinin, müzik aletleri de çalinarak söylenen nesidelere uyup vecde gel melerine, raks etmelerine, dönmelerine denir. Islam Ansiklopedisi’ne göre ise; aslinda “sem” kökünden, “sam” veya “sim” gibi bir mastar olup, “isitmek, duymak, dinlemek, isitilen söz, iyi söhret ve iyi anilma, sarki dinleme” ve nihayet, “yari dini mahiyette çalgili ve sarkili ziyafet” gibi türlü manalara gelmektedir.

 

 

 


Bu çesit manalar, birkaçi hariç digerlerinin, kelimenin Eski Arapça’daki “sarki söyleme” veya “çalgi çalma” manasi ile yakindan ilgili oldugu açikça görülmektedir.

Isitmek, duymak, dinlemek kökünden gelen Semah sözcügü “samah”, “zamah”, “samak” gibi çesitli sekillerde söylenmektedir.

Tamamiyla Alevi-Bektasi topluluguna ait olan semahlar, Dogu Karadeniz’de en az olmak üzere bu toplulugun yasadigi bütün yörelerde mevcuttur. Ancak bugüne kadar derlenmis eserler itibariyla, Sivas, Erzincan, Malatya, Urfa, Mugla (özellikle Fethiye), Denizli ve Ege geneli ile Antalya’da yaygindir.

Semahlar, Alevi Toplumu’nun gizli dernek toplantilaridir ve dinsel ibadetlerin yerine getirildigi özel günlerde yapilir. Hasat mevsimi gibi yilin belirli günlerinde de yapildigi söylenmektedir. Dini özellikleri dolayisiyla, gelisigüzel zaman ve mekanlar da oynanmaz. Iki, dört, alti, sekiz veya daha fazla kisiyle oynanan oyunlar olup, tek oynandigi görülmemistir. Semahlarin karisik oynandigi yerlerde, kadinlarla erkekler arasinda belli bir hisimlik, yakinlik gözetilir. Bazi yörelerde çok yakin komsuluk birlikte oynamak için yeterlidir. Bu tarz toplantilarda kadinla erkek arasinda herhangi bir erkeklik, disilik davranisi söz konusu olamaz, böyle davranan kisiler çok ayiplanir ve topluluga bir daha kabul edilmezler.

Semahlarin oynandigi Cem Ayinleri’nin en büyük özelliklerinden biri müzige ve oyuna gösterilen saygidir. Bu toplantilarda semah oynanirken oturulmaz, ayakta dinlenilip seyredilir. Baglama bazi yörelerde kutsal sayilip duvara, insan boyunun bir karis üstüne gelecek sekilde ve Kuran-i Kerim’le yanyana asilir. Saz çalinacagi zaman, sazi çalacak olana veren kisi öpüp basina koyar, alan kisi de öpüp basina koymadan çalmaya baslamaz.

Semahlar karsilikli durarak ve ayrik düzende (eller veya kollardan tutusmadan), Cem Bezmi’nin ortasinda açilan boslukta, dolasarak oynanir. Çerag Mumlari’nin yandigi “Çerag Tahti” denilen yere gelinince, yüzler o tarafa döner, eller hürmetle gögüste birlestirilip boyun hafifçe egilir. Bu mevkiye sirt dönülmez, orasi kutsal bir kösedir. Semah Nefesi okunurken nefesin son kitasinda, sairin sah beyiti geldiginde oyuncular olduklari yerde hareketsiz kalir, sairin adina hürmeten bu bölümde oynanmaz. Semahlar yalniz baglama esliginde oynanir. Tunceli ve Ege semahlarinda kemane de baglamaya eslik eder. Davul, zurna (yakin zamana kadar gizli oynandigi için), hiç kullanilmaz. Bazi semahlarda sazlar bir çesit pedal görevi yaparak, karar sesi civarinda dola san sabit bir melodiyi çalarlar. Hemen bütün semahlar da birbirine benzeyen bu ezgi, vokal bölümü de dahil olmak üzere, bütün eser boyu devam eder. Ton degisirse, sazlar da o tona uygun baska bir sabit melodiye geçerler. (Örn. Bir Kiz ile Bir Gelin - Fethiye) Semahlar, özellikle ritmik yapilari bakimindan, Türk Halk Müzigi Repertuari’nin en önemli eserlerini olustururlar. Ana Usuller, (2,3,4 ve üçerli sekillerinden 12) ve Birlesik Usullerin(5,7, 8, 9) tamamiyla, 10 zamanli Karma usul, semahlar içinde mevcuttur.



Semahlar tek veya birkaç bölümlü olabilirler. Çok bölümlü semahlarda bölümler genellikle birbirinden farkli tonlardadir. Iki bölümlü semahlarin ilk bölümleri “Agirlama”, ikinci bölümleri ise “Yeldirme”, “Yürütme”, “Pervane” veya “Pervaz” adlarini alirlar. (Örn. Ya Hizir Semahi - Arapkir). Eger semah üç bölümlüyse, ilk bölüme “Agirlama”, ikinci bölüme “ Iki Ayak” veya “Yürütme”, üçüncü bölüme ise “Yeldirme” veya “Pervaz” denilir. (Örn. Yüce Dag Basinda Bir Koyun Meler -Fethiye). Dört bölümlü semahlar yine “Agirlama”yla baslar, “ikileme”yle devam eder, “Yürütme”ye geçilip, “Yeldirme” ile son bulur. (Örn, Gine Dertli Dertli-Sivas)

En önemli ritmik özellikleri ise bazi semahlarda birkaç degisik ritm kullanilmasidir. Ritmik degisiklikler çogunlukla bölüm geçislerinde olur ‘ki genellikle ayni anda’ ton da degismektedir. Tempolari açisindan gittikçe hizlanan bir sira takip ederler. Bazi semahlarda ise, agir-hizli-agir- hizli düzeni görülür. (Örn. Bugün Yasta Gördüm - Urfa) Ancak bütün semahlar biterken agirlasirlar. Bazi Arguvan Semahlari arasinda temposu sabit olanlara rastlanmis tir.

Sonuç olarak semahlarin tanitilabilecegi en kisa özet bu olabilir. Müzik Analizi derslerinin en yogun örneklerini teskil eden semahlari, yaratanlara, derleyen ve notaya alanlara, seslendirerek taninmalarina katkida bulunanlara Halk Müzigi camiasi minnettardir.

Gamze TÜFEKÇI-ITÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuari Ögretim Görevlisi
Motif Dergisi 29. Sayi




II
SEMAHLAR HAKKINDA GENEL BILGI


Alevi dinsel oyunlarini halk, ''semah, samah, zamah'' gibi yerel sözlerle adlandirir. Semah kati kurallara sokulmamistir. Bu, onun degisimini ve çok çesitli dallara ayrilmasini saglamistir. Böylece çesitli semah türleri dogmustur.

Semahlar kentlerde kadinin baski ve peçe altinda tutuldugu dönemlerde bile kadin erkek birlikte oynanir. Bu, doga ile insanin zo­runlu uyumundan kaynaklanir. Semahlar kökende göçebe toplumun dinsel oyunudur. Göçebe toplumlarda ise kadin erkek ayrimi yerlesiklerdeki gibi kati kurallarla ayrilmaz. Doga, kisiyi günlük yasamin her kesiminde ve dinsel törenlerde esit kilar. Böylece semahlar kadin ve erkeklerin birlikte oynadiklari oyun durumuna girer. Yalniz erkeklerce oynanan semah türü neredeyse yok gibidir. Salt erkeklerce oy­nanan semah türüne Sivas, Malatya, Tokat çevresinde oynanan "Ya Hizir" semahi örnek verilebilir. Oysa bu semahin da kadin erkek kari­sik oynandigi olur. Yalniz kadinlarca oynanan semahlar oldukça çoktur. Karisik yapilan semahlarda kadin ve erkek sayisinin birbirine yaklasik olmasina çalisilir. ''Çark'' semahinda oldugu gibi kimi se­mahlarin yalniz kadinlarca oynanmasi kural haline gelmistir.

Semahlarda yerel ayriliklar çok görülür. Bunun kökeni de göçe­be toplum yasam biçiminin devingenliginden kaynaklanir. Gerektiginde kurallar yasam biçimine göre düzenlenir. Ya da yeni kurallar konur. Semahlarin baslangici, oynanisi ve bitiminde görülen bölgesel ayriliklar biraz da buradan kaynaklanir.


SEMAHTA KISI

Semahlarin belli sayida kisilerce oynanmasina özen gösterilir. Bektasi semahlarini anlatan kaynaklar, semahlarin 2-4-6-8-10-12 ki­silik öbeklerce yapildigini bildirirler. M. Tevfik Oytan semahin baslangicini söyle anlatir:
"Ilk önce dört can semaha kalkar. Bu ilk semah açilis semahi oldugu için mürsit ve cem erenlerinin tümü ayaga kalkarlar.'' Ayni sayilar Vahit Lutfi Salci, Bedri Noyan gibi yazarlarca da verilir.

Ancak Alevi semahlarinin daha çok 3-5-7-9-12 kisilik öbeklerce yapildigi gözlenir. Gerçekten Aleviler arasinda bu sayilara çok önem verilir. Bu sayilarin kutsalligina inanilir. Bu sayilar hayirli dualar durumunda olan gülkbenklerde de anilir. ''Üçler, besler, yediler, onlar, ikiler'' den yardim ve sefaat dilenir. Son yillarda semah oyunlarini ko­nu edinen incelemelerde semah oyuncularinin sayilan olarak bu sayilar gösterilir. Bizim halktan ögrendigimiz sayilar da çok kez bu sayilari dogrular durumdadir.

Bu durumda semahçilarin sayisinda bir degisiklik söz konusudur. Vahit Lutfi Salci, M. Tevfik Oytan. Bedri Noyan gibi Bektasi tarikatinin içinden gelen kisilerin böyle bir konuda yanlis yapmis olmalari düsünülemez. Büyük olasilikla semahçi sayisindaki bu ayrilik. Alevi ve Bektasi semahlarindan kaynaklanir. Bektasilerin ve Alevlerin bir bölümü birinci sayilarla. Aleviler ise ikinci sayilarla semah ederler.

Ayrica on alti kisilik, kirk kisilik ve daha kalabalik toplulukla­rin yaptiklari semahlar vardir. On alti kisilik semahin oynanis biçimi baskadir. Dörder kisi karsilikli dizilirler. Çaprazlama oynarlar. Kirk kisilik semah ise Fethiye Tahtacilari arasinda kadir geceleri yapilir. Yeniden dogusu canlandiran kirklar olayinin anisina dayanir. Ama bu semahin kapali yerde yapilmasi zordur. Nitekim çok kalabalik öbeklerce oynanan Yatir Semahlari da böyledir.


SEMAHTA EZGI

Semahlarin ezgisi halk müziginden kaynaklanir ve türkülüdür. Türkü ile oyun iç içedir. Yörelere göre ezgilerde, vuruslarda ayriliklar görülür. Semah ezgileri genellikle 5-7-9 aksak vuruslu ya da çift vu­ruslu havalardir. Ezgiler genellikle baglama ve keman ile çalinir. Vur­mali ve cafcafli sazlar kullanilmaz. Böylece oyunun kutsallik islevi ko­runmus olur;

Çepniler de cemde kesinlikle on iki çalgi bulunur. Bu on iki saz ayni türden olabilecegi gibi degisik türlerden de olabilir. Semahlar bu on iki çalgi ile çalinir. Tahtaci cemlerinde ise en az iki, en çok on iki çalgi bulundurmak töredir. Genelde Çepni cemleriyle Tahtaci cemleri büyük benzerlik gösterir. Ezgi ve vuruslarda yörelere göre ayrimlar görülür. Sözgelimi Siraçlar Köroglu havasi ile semahin yeldirme bölümünü oynarlar.


SEMAHTA GIYSI

Semah yapilirken semahçilarin üzerindeki giysiler çok renkli ve degisiktir. Daha dogrusu halkin günlük, bayramlik giysisidir. Belli bir kalip söz konusu degildir. Erkekler de bacilar da temiz giysileri ile se­mah yapmaya özen gösterirler. Bu giysi baci için üçetek giyildigi dö­nemlerde üçetektir. Fistan giyildigi dönemlerde fistandir. Giysilerde de eskiye baglilik söz konusu degildir. Kurallarda biçime degil öze önem verilir. Biçim özü bozmadigi sürece degisebilir.

Giysilerde yerel ayriliklar görülür. Dogu illerinde bas açik se­mah yapmak uygun bulunmaz. Bacilarin baslari zaten örtülüdür. Erler ise sapka ile semaha kalkmazlar. Semah yapacak erler baslarina mendil, posu gibi bir sey baglarlar.


SEMAHA KALKIS

Semaha kalkista da kimi töreler söz konusudur. Bu töreler böl­gelere göre küçük ayriliklar gösterir. Dogu illerinde semaha kalkmadan önce el, ayak ve yüz yikanir. Bu bir tür abdest islevindedir. Kapali yerlerde yapilan semahlar yalinayak oynanir.

Cemde semahlar baslayacagi zaman semahçilar kendiliginden semaha çikarlar. Herhangi bir üsengenlik, çekingenlik olursa belli ki­siler toplumun üstelemesi ile kalkarlar. Genelde semaha kalkmak bir onur sayildigindan böyle üstelemelere karsi direnilmez.

Anadolu'nun çesitli yerlerinde cemde ilk semah yapilacaginda önce semahçilar dedeye niyaz ederler. Bu nisanin çesitli bölgelerde degisik biçimlerde oldugu görülür.

Denizli'de er, bacinin önünde niyaz eder. Baci ise sag elinin parmaklan sol elinin parmaklari üzerinde olarak niyaz edenin sirtina hafifçe dokunur biçimde ona niyaz eder. Bu semah iki kisinin oynadi­gi bir semahtir. er ayaga kalktiginda saz yavas yavas ve tatli kipirda­nislarla semahi baslatirlar. Kuskusuz saz ve söz semaha eslik eder. Baci bir elinin avucu ile öbür eline tempo tutar. Er kollarini yana açmistir, bileklerinden baslayarak uygun biçemde kollarini oynatir. Böylece de tempoya uyar. Bunu esit adimlarla sazin ve sözün vuruslarina uygun olarak semahçilarin oyunu sürdürmeleri izler. Er ile baci arasindaki aralik sürekli korunur.

Erzincan-Maras yöresinde semaha kalkan er semah baslama­dan bacinin elinin içini öper. Ama bu törenin yaygin biçimi bacinin erin sag omzuna niyaz etmesi biçimindedir. Iç Anadolu'da Sivas'tan Toroslara degin genis alanda semahlara böyle baslanir.

Kimi bölgelerde semaha erbaci selamlasmasi ile baslanir.

Antalya Alevilerinin bir bölümünde baci, erin gögsüne bir sedde baglar. Elmali'nin Tekke köyünde bu sedde baglandiktan sonra baci secdeye varir.

Kimi bölgelerde ilk semah yapilacagi zaman dede ve tüm cem erenleri topluca ayaga kalkarlar. Semahçilar gelip dedenin önünde niyaza dururlar. Niyazdan sonra dede ve cem erenleri yerlerine otururlar. Dede bir gülbenk okur. Semaha böylece baslanir. Bundan sonraki semahlarda ayaga kalkilmaz.


SEMAHTA FIGÜR

Semahlar kökende degisik ve güzel figürlere dayanir. Figürlerin zenginligi ve güzelligi semahlarin en üstün yanlarindan biridir. Kö­kende dinsel görünümde halk oyunu olmalarina karsin kimi ilkelerle öbür halk oyunlarindan ayrilirlar. Semahlarda bireyin bagimsizligi ana ilkedir. Hiçbir semah türünde hiçbir biçimde oyuncular arasinda el ele tutusulmaz. Her semahçi kendi içinde bagimsizdir. semahlarda bagimsiz birimlerin bütüne uyumlari söz konusudur.



Semahlar iki ana figüre dayanir. Bunlarin basinda kusun uçu­sunu andiran kollarin ayni anda kalkip inisi figürü gelir. Ikincisi yürüyüs ve ayak figürüdür. Bunlar arasinda da bir uyum vardir. Semahlarda kol ve ayak figürleri disinda vücudun baska bölümlerinin figürleri bulunmaz. Müzigin akisina göre bunlar ivedi ya da yavas biçimde uyumlu olarak hareket ettirilir. Bu, uzun bir vücut egitimi isteyen bir ugrastir. Öbür halk oyunlarinda oldugu gibi semahlarda da çocuklukta baslayan bir ögrenme olayi vardir. Kisi baslangiçta izleyi­cidir. Belli bir yasa degin semahlari izler. Sonra ''gençler'', "gönüller'' semahi denen semah türü ile oyunun içine girer. Bu, alistirma daha dogrusu çiraklik dönemidir. Kisi daha sonra oynayis yetenegine göre öbür semahlarda yerini alir.


SEMAH SÖZLERI

Semahlar Türkçe sözlü deyislerle oynanir. Bu deyisler gizemci halk yazinin ürünleridir. Hemen her dönemde Türkçe egemenligini korumustur. Basta Hatayi olmak üzeri Pir Sultan Abdal, Kaygusuz, Nesimi gibi ozanlarin deyisleri semah sözü olarak türkülesmistir. Us­ta halk ozanlarinin dizelerinde Türkçe bir kuyumcu ustaligi ile islen­mistir. Coskun ve içli bir siir gelenegi ortaya konmustur. Sonra on1ariizleyen birçok yerel ozan ortaya çikmistir.

Semah deyislerinin bir bölümü dogrudan semah sözü olarak yazilmis olmalidir. Halk ozanlarinin yaklasik olarak tümü baglama çalar. Bu nedenle asik sözü halk arasinda "ozan, baglama çalan ve türkü söyleyen" gibi genis anlam içerir. Halk ozanlarinin büyük çogunlugu bu üç yetenegi birlikte tasimislardir. Böylece kimi ozanlarin dogrudan semah sözü yazmalari ve türkülestirmeleri dogaldir.

Dinsel özle beslenen türküler kimileyin belli kurallari, inançlari anlatir. Kimi kez ise sevgiyi dile getirir. Kökende sevgi ana konudur . Öbür konular sevgi ekseni çevresine sanilmistir. Böylece bu dizelerde türkü yolu ile ögütler verilir. Birlik çagrilari yapilir. Sözler dinsel de olsa, dindisi da olsa hep yasama sevinci doludur, coskuludur. Se­mahlar yasami kucaklayan türkülerdir. Gerek içerikleri, gerek müzik­leriyle öbür türkülerden ayrilirlar. Baska bir bütünlük olustururlar.

Dinsel çarpici sözler çevresinde birlesilmistir. Bu sözlerin ardinda yüzyillarin acilari, baskaldirilari yatar. Nitekim dinsel tören olan cemlerde söylenen tevhitler de ayni islevdedir. "Tevhit" sözü birlik. birlesme anlamindadir. Bunlar cosku yüklü çagirislardir. Bütün içinde se­mah ve tevhitler oyun ve türkü araciligi ile bir olmayi, birligi amaçlar. Kimi sözcüklerin müzik ve yinelemelerinden yararlanilir.

Semah sözlerinde de yörelere göre degisiklik vardir. Müzik ve türkülerde de sürekli degisik gelirler. Çesitli yörelerde yeni semah sözleri dogar. Yeni semahlar gelisir. Törenlerin yasadigi sürece bu degisme ve gelismeler sürer. Bu durum yasamin degisken olmasindan kaynaklanir. Çesitli yörelerde semah sözlerinin degisik ezgilerle ve vuruslarla çalindiklari olur. Semah sözleri ile müzik birbirine uygunluk gösterir.


SEMAHIN ORTAMI

Ilke olarak semahlar dinsel tören olan "cem" ya da "görgü, görüm" de yapilir. Kutsal inanç bütünün bir birimidir. Salt oyun islevinde algilanmaz. Semaha kalkistan oturusa degin tüm kurallar yöre­lere göre kimi ayriliklar gösterse bile, belirlenmistir. Bu kurullar yerine getirilmeden semah dönülmez. Her islem zincirin bir halkasini olusturur.

Semahlarin yapildigi yerlerde etkin bir sikidüzen egemendir. tüm görgü töreni boyunca oldugu gibi semahlar süresince de gürültü yapilmaz. Ayrica semahlar çalinip söylenirken sigara kullanilmaz. bir sey yenip içilmez. Diz üstü ya da bagdas kurulup oturulur. Gürültü edenler, uygun olmayan davranista bulunanlara çesitli cezalar verilir. Bu cezanin biçimi dedenin ve toplumun kararina baglidir. Ceza olarak, toplum için yiyecek, içecek gibi bir sey aldirilabilir. Kisi bir süre ­törenden disari atilabilir. Ceza verme konusunda da yerel ayriliklar vardir. Doguda suçlunun eline bir kova verilir, bir süre bir kiyida bekletilir. Sivas-Malatya yöresinde dara çekilir. Kisinin suçu agir ol­dugunda asa ile vurularak cezalandirildigi olur.

Alevi dinsel törenleri "Görgü'', "Muhabbet cemi" ve ''Abdal Musa" olmak üzere üçe ayrilir. Görgü cemi yillik dinsel törendir. Inanca göre bir yil içinde yapilanlarin hesabi verilir. Muhabbet cemleri her­hangi bir firsat nedeniyle bir araya gelindiginde yapilan cemlerdir. Abdal Musa ise görgülerin sonunda ya da görüm yapilmadigi yillarda tüm toplumu birlikte tutmak amaciyla bir aksam içine sigdirilan din­sel törenlerdir.

Semahlar muhabbet cemlerinde cemin sonuna dogru yapilir. Muhabbet toplantisinin sonunda tüm er ve bacilar semaha kalkar. Birinci deste okuyuculari mürsidin iki yaninda, ikinci deste okuyucu­lari onlarin karsisinda, üçüncü deste okuyucularin tören odasinin sag ve sol yaninda yer alirlar. Birinci deste deyisin ezgisini okur. Ikinciler bu ezgiyi bir üçlü asagi ve yarim ölçü sonradan baslama üzere çok sesli biçimde yineleyerek izlerler. Parçanin sonundaki "la" sesin­de birlesirler. Birinci bölümün yinelenmesi ve ikinci bölümün okunmasi da bu biçimde söylenerek sürdürülür. Bu okunus sirasinda yanlarda duran üçüncü destedeki kisiler notadaki seslere ''Ya sah-i Velayet'' diye tempo tutarlar. Orada semah yapanlar da ezginin ve baglamanin vuruslarina uygun biçimde ''Ya Sah.. Ya Sah'' diye çagrisirlar.

Görgü cemlerinde belli araliklarla semah yapilir. Ancak bunlar­da da bir sira izlenir. Önce tören baslar. Çerag uyandirilir. Asiklar sazlarina sarilip bir iki deyis okurlar. Ilk semah bundan sonra cemi yöneten dede ya da babanin izni ile yapilir. Önce agir ve yavas hare­ketli semah deyisleri ile baslanir.

Semahlari cemden ayri düsünmek ve incelemek yanlistir. Gerek Aleviligin kutsal kitabi Buyruk'ta; gerekse halk arasinda semah on iki hizmetten biri olarak sayilir. Ancak zaman akisi içinde semahlarin oynandigi ortamda da bir yumusama olmustur. Giderek dede katinda yapilan toplantilarda da oynanmaya baslanmis, bunu daha genis eglentilerde oynanmasi izlemistir. Kati kurallara girmeyen Alevi toplumu ''dinsel ortam'' kuralinda da direnmemistir. Mutlu günlerde, eglencelerde bir bans söleni gibi, baris sevinci içinde yapilir olmustur. Toplulugu daha canli, daha neseli tutabilme islevini üstlenmistir. Gü­nümüzde dügünlerde bile oynanmaktadir.


SEMAHTA DÜZEN

Semah oyununa önce yavas hareketli semahla baslanir. Bu ge­nelde oyunlarin yaygin kuralidir. Yavas oyun, bir giris bir isindirma amaci güder. Ardindan ivedi hareketli bir bölüm gelir. Semahlarda da bu kural geçerlidir. Semahlar genellikle ''agirlama'' ve ''yeldirme'' bö­lümleri olmak üzere iki bölümden olusur. Dogal olarak ilk semah agirlamadir. Kisinin oyuna hazirlanmasi amaci güder. Söz ve ezgi bu agirlamaya göre seçilmistir. Hareketler de bu düzene uygundur.

Agirlama cemde ayak kesilmeksizin yapilan ilk semah olarak tanimlanir. Agirlamada erler kollarini saga sola hareket ettirirler. Bacilar kollarini omuz düzeyinden daha yukariya kaldirmamak üzere ayni hareketi yan tarafa dogru yaparlar. Söz ve ezgiye uygun olarak ayaklar ileri geri atilir.

Semahlar konusunda yaptigim arastirmalarda genellikle Semahtan bahsederken ''oyundur", ''oynanir'' gibi sözcüklerde karsilastim. Kendisinin kitabindan faydalandigim Sayin Yazar Fuat Bozkurt'ta semahlar konusunu anlatirken oyun, oynanir, semahçi gibi sözcükler kullanmistir. Bana göre aslinda bu sözcükler yerine icra edilir, dönülür ve semazen sözcüklerinin kullanilmasi daha uygundur.

Semahlar dinsel nitelikler tasidiklarina göre diger halk oyunlarindan ayrilmalidirlar. Alevi toplumunda kesinlikle ''Semah oynama'' veya "Semah oyunu'' gibi terimler kullanilmaz. "Semah dönme'' veya "dönülür" gibi sözler kullanilir.

Semahlarin oyun mudur? degil midir? konusunda Sayin Ibrahim ÖZER (Ibrahim Dede) söyle düsünüyor:
Insanlar maneviyatta ve tasavvuf ilmine göre basamaklarla, inanarak ve inandiklari o güçle Allah'a varmayi düsünürler. Bunu su sekilde tarif edebiliriz.

1. Seriat Kapisi 2 .Tarikat kapisi

3. Marifet Kapisi 4. Sirr-i Hakikat Kapisi Semah'in tarifi söyle

düsünülebilir. Seriat kapisinda yani birin­ci basamakta adi geçen semah bir folklor oyunu olarak düsünülür ve her yörenin kendine has figürleriyle icra edilir.

Tarikat kapisinda, yani ikinci kapida semah, gerek Alevilerde, gerek Mevlevilerde, gerek Kadirilerde, gerek Naksibendilerde yapilan ibadetin bir nevi, bir bölümü olarak düsünülebilir. Aleviler bu semahi baglama esliginde yaparlar. Mevleviler bendir esliginde yaparlar, Kadi­riler ve Naksibendiler davulbazlar esliginde yaparlar.

Üçüncü kapi ve üçüncü basamak olan marifet kapisinda semah, ilahi bir askin vermis oldugu bir iksirdir. Bu ask geldiginde o insan sokakta bile dönebilir. Ve hiç bir çalgiya ihtiyaç görmeksizin de­mircinin demire vurmus oldugu tempoyu dahi kendine bir müzik kabul ederek o aska ve meske kendini kaptirir ve böylece 4. kapi olan Hakikat kapisina yol bulduguna inanarak kendisini tatmin etmis olur.

Henüz birinci basamakta olan kisiler için semah bir oyun sayilabilir. Çünkü burada kisi henüz çiraklik dönemindedir ve ibadet olayinin içine girmemistir. Bir nevi acemilik dönemidir. Tarikat kapisina gelince semah oyun olmaktan çikar. Çünkü kisi Semahin ibadetin bir parçasi oldugunu anlamistir ve bunu ibadet amaciyla yapmaktadir.

Sevim Coskun-Sivas Semah ve Halaylarinin Karsilastirilmasi



Diger Makaleler